28 Kasım 2018 Çarşamba

KIRMIZI


          Ne güzel güller açabiliyorken gurbetin en yerli semtinde, solmuş bir kırmızıyla kavga içindeyim hem de kendi semtimde…

Gir içeri üşüteceksin demeye korkuyorum, çünkü içerden çıkan en akıllı bireylerden biriyim.
          
         Büyümek kadar yorucu değil içerisi ama yaşlılık kadar acı verici, içeride gülmek için plan yapan vekiller var aynı zamanda gülenlerin kellesini isteyen bir hükümdarla yan yana yemek yiyen cellatlar.

Kırmızı;  kol saatleri,  yemek masası, sokak lambaları, canlı vasıtalar
Aslında yanlış yada kötü olan kırmızı değil, kırmızının ağabeyleri.
           
        Emin değilim ama bunlar muhtemelen kırmızının değil de bizim ağabeylerimiz diye düşünüyorum ve bunlardan korktuğumdan mıdır anlam veremeyeceğim tarzda çıkıp söyleyemiyorum içerideki herhangi bir bireye, belli etmeye çalışıyorum ama kırmızı duydukları için anlamıyorlar beni, tabi bende kırmızı konuşuyorum.
     
          Kırmızıyı sevdiğim için mi yoksa kırmızıdan korktuğu için sorusuna cevap vermeye kalkışacakken kırmızıyı sevmeye başladım, Sonra ona bir şey olacak diye korkmaya sonra pembe yemek yemek için dışarıya çıktım, kırmızılar biraz sinirlendi, kıskandı, tırnaklarımı söktü ve kulaklarımı kırdı sadık olacağımı düşündü herhalde. Şimdi ondan korkmaya başladım.

Velhasıl soruya cevap verirken sekiz duygu değiştirdim ama yinede cevap verebildim.

Son iki yıldır kırmızıdan daha kırmızı olduğumu düşünüyorum…




Nefret Ediyorum

       Hangi zerren ne eyliyor ise eylesin, masumiyeti alt edip selvi boyuma zarar vermeden Sende galiba büyüdün parantezlerin içine çilek ç...