Kalkıp gitmeni izleyeceğiz diye
geldik sen oturmuş, gidiyorum diyip de gitmeyenleri, eleştiriyorsun.
Kendine gel…
Tamam o zaman gidiyorum ben demeni
istemiyoruz aslında çünkü muhteşem eleştireler yapılıyor meclisinde ve en
güzelini çerçevelettim duruyor camekanın üzerinde, silik bir ışık da onun
üzerinde.
Biz gitmeni istemesek bile
hunharca eleştiriyoruz gitmeyişini, aynı senin gibi çünkü çeşit çok fazlayken
seçenek o kadar az ki nereye koşmamız gerektiğini bilmeden, sormadan en çok
düşenlerin yoluna asfalt döktürdük sanki sorun maddiymiş gibi.
Raf raf kitap yazmış kumarbaz da
var, okur-yazar olmayan seyyar karanfil satıcısıda. Eğitim aslında telaffuzu
doğru algısı yanlış bir inanış biçimi ve en güzeli sana ismini veren iki
bireyin fikirlerinin sembolüdür.
Üzeri örtülü bir eleştiridir bu isteyen örtüyü
kaldırıp gözlemleyebilir, isteyen alınabilir, yaralılar gocunabilir, devesi
olan büyüklerimizde gusülsüz divan tarikatının baş makamına tıpkı benim gibi
çerçeveletip asabilir hiç sorun etmem çünkü ben bunu yaparken kimse sorun
etmemişti sadece söz sahibi tapusunu gösterip dur demişti. Tamam o zaman
duruyorum demek istemiştim ama beğenmiştim onu ben tam o sırada nefis ve din
değişti.
Sen istediğini de istediğini yap beni
öldürmediğin sürece arzularım isteklerim hala arzularım ve isteklerimdir. Sadece tamam
o zaman diyerek değiştirmeyeceğim..