Solfejinde kayboldum burası darmadağınık ve yol gösteren birisi yok gibiydi
Adres sorduklarım yolun başındaydılar ve benden ziyadesiyle çok geriydi
Melaikenden aciz olsan ani kurnaz adiliğine kalp koyarsın aniden
Bir validen bilir, bir de garib kâfilen
Bizden ötede, serap köyde, kızıl tenine, kerem rüzgar temas eyler. Neyle mutlu olursun bir söyle bizde onla yoğuralım ki dönsün özüne, süngü büzülen, gül ki nefsim hüzüne yakınken napayım ben melaikeyi.
Oysa böyle değil, yanlış tanıdın beni. Suretimde sorgu nasırı, iyimisin?
İyiyi kötüyü ayırt edin nolur haydi benim için. Nefes kadar yakım olmasanda rüya kadar gerçek işte böyle bişey. Kurnazınsa sazına değme tellerinde kardeş değeri haybe üvey.
Gözlerinden kirpik düşene kadar konuşmazsan ağlamazsın. Söz geliş ile geçmiş aynı şey mi? anlatmayacağım anlamazsın. Konuşman ile taklit olsan ne yapacaksın. Sana rakip dediğim her savaşta galip olsam anlayacaksın, çalışsın bak bari saksın.
Kusura bakma malesef ki hayatının her deminde son kez diyerek ağlayacaksın !
Sus dediklerimle, asıl konuşmak istediklerimi yazmak için kağıda basınca kalemi, dediki birisi benide gizle kimse bilmesin bu pislik içime sinmedi. Kapıyı çalıp durdular fakat içeri bilge birisi girmedi.
Silsilemde sirtakiyle devir teslim şart koşuldu
ben koşulsuz olsun istedikçe siz maharetle fikir ürettiniz ve artık mavi sakallarına karşı usturayla koşmak son kozumdu. Takla attırıldık, lastiklerimiz patlatıldı, sisli havada güneş bekledik olmadı. Napıcaz artık sakin kalıp bahane bulmalıydık en anlamlısı da yol bozuktu...