Çağa ayak uyduracak vaktim mi var
benim?
Olsa bile yakışır mı hiç ?
O
yüzden çağı kendime yakınlaştırmak amacıyla üzerime yapıştırdığım bir tarz ama
pratikde hiçbir farkı yok ağabeylerimden.
Korkak ve gridir ses tonum ama
daha alafrangalı fiyakam var benim, ağabeylerimin ağabeylerinden.
Bize ters düşünlerle
kavga değil de sanki terletmek gibi bir şey bizim tartışmamız, gözdağı
vermekten ziyade gözlerini gönülde anımsatmak sadece, gönül gözünü bize diken
insanlarla ilişki kurmak diye isimlendirdiğimiz bir misyon zırvalığı diyoruz
arkadaşlarla aramızda. Bize ya şaşı bakarsın ya da bizden hoşlanmışsındır, yan
bakmak gibi bir lükse sahip değilsin yani. Ne zaman ki kimliğini kaybedersin o
zaman yan bakma lüksü hanene yaldızlı bir silahın kör kurşunuyla yazılır. Buda
senin iki farklı tercihin olur yan bakmak ya da misyonumuza rehber olarak aynı
raconu farklı testerelerle kesme isteği doğurmak. Bu işin zor tarafı sürekli
yadaları yad edersin, hep iki seçenek arasında zeybek oynar, seçmiş olduğunada
beşi bir yerde takarsın. Öyle düğünde taktıkların gibi değil bu takı merasimi,
senin büyük oğlan evlenirken geri beşi bir yerdeni bekleyemezsin. Yok ben
karşılıksız iş yapmam diyorsan illaki geri dönüşü olur fakat farklı bir maden
olan beşi bir tabancadan patlamış atom
numarası 82 ve atom kütlesi 207,19 olan mavi-gümüş rengi karışımı bir element (Pb)
yani kurşun olarak iade alırsın. Aslında birisi yeter beş tanesi de biraz şov
olur, senin bu atomun kütlesini beşle çarpmaya bile vaktin kalmaz diyeyim sen
içine çek ortadaki terso mevzuların gül kokusunu
Cidi bişey
anlatmışım gibi bana mesaj atın hadi, oha lan diyin, mafyamısın falan yazın.
Espiri olarak
algılayana taş atarım kesinlikle ciddiye alıyoruz bu yazıyı…
Diğer yazılardaki gibi…