Sevdiklerimin yüzüne sevdiğimden emin olduğum kadar gülümseyebiliyorum ve fazlasına sırıtmak deniliyor, diye biliyorum...
Tertemiz bir kalbi aldım önce içine sarı bir kazak, no.70 amazonian likid ruj, yeşil/mavi taşlı kolye, french oje ve birazda bana bakan yeşillerini koydum sonra iki elimle birleştirdim uçlarını ve uzun bir çuvaldız yardımıyla diktim kenarlarını. Eskisinden çok daha iyi çalıştı bir süre. Üstünden günler,aylar ve hatta yıllar geçtikçe kan topladı orası, kenarlarından dikişleri patladı, sonra kanamaya...
Haftada 6 kere kan sızdırıyor şimdi, eski yaraların onarıldığı yerden. Sıfır ustalık vardır muhtemelen. Gazete kağıdı basıyorum yere damlamasın diye ama gazetenin 3. sayfalarına doğru hafifliyor ağrılarım.
Hikmetine sual mı olacağız dedirtecek kadar ilahi bir olaydır bence bu, yada değildir, aksine sıradan ve çok basit bir mevzudur. Belki de araştırsam, konuya hakim olup kurşun geçirmez kanaviçe motif işlemeli şallarından satmak isterim pazarda, salı ve perşembe günleri.
Son 6 aydır barut kokusu çekiyorum ben, burnumu sızlatıp beynime ulaşana kadar. Patlayıcılar ürettim burdan senin balkonuna kadar.
İçim çok rahat yemin ediyorum çok mutluyum çünkü eminim ki, benim benimsediğim kadar kimse sahibi olmayacak senin bulunduğun yerlerin ve bazı şeyleri özlediğin için gözlerinden akanlar ile buruşturduğun mendillerin.
Mutluluğumun bir diğer sebebide bu tür olaylar çook önceydi.
%24.1 oranla senin hatırlamayacağın kadar önceydi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder